• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

MOLDOVA

MOLDOVA
KİŞİNEV
(CHISINAU)



Video alt yazı deşifre metin:

Osmanlı tarihinde Boğdan Beyliği olarak bilinen ancak bugün Moldova Cumhuriyeti olarak coğrafi sınırları eskiye kıyasla büyük ölçüde Romanya’da kalan ülkenin en önemli kenti ve başkenti Kişinev’i  (Chişinau) az biraz da Kongaz’ı (Congaz) gezdim gördüm ve sosyo-politik açıdan analiz ettim. Buyrun..

Yazımın başında bu gezimi de yine arabayla yaptığımı vurgulamak isterim. Moldova’ya, Romanya sınırındaki Galati, Moldova tarafına ise Giurgiulești sınır noktasından geçerek ulaştım. Araçla seyahat edecekler için bir haftalık 5 € yol ücreti ile ayrı bir yeşil kart sigortası gerekiyor. AB’de geçerli sigorta poliçem maalesef burada işe yaramadı. Bir haftalığına 5 € verdiğim yol durumundan başlayayım.

1-Özellikle Komrat-Giurgiulești arasında kalan 60 km lik bir yol vardı ki, hala yazarken bile kabus gördüğümü itiraf etmeliyim. Gezdiğim en fakir ülkelerde dahi,  hatta,  vazgeçtim bizim köyde dahi  patikadan da olsa bir yol vardı. Maalesef burada yol yoktu. Diyeceksiniz ki, yol yoktu da nasıl gittin. İşte esas soru bu: Cevabı ise slalom yaparak, tarlalardan geçerek, bazen de 20-30 cm. lik çukurlara düşerek, rotları ve lastikleri bozarak. O nedenle verdiğim 5 € yu helal etmiyorum. Çünkü ekstradan bir de lastikçi parası ödemek zorunda kaldım.

2-Yalnız, 60 km. den sonra geriye kalan 200 km.lik yol tek yol olsa dahi kaliteli malzemeden yapılmış ve tesviyesi de oldukça iyi idi. Bir şeye şaşırdım. Yollarda yol çizgileri neredeyse yok gibiydi. Komrat’ta bu konuda bir görüntüye şahit oldum ki işte 3.sınıf ülkenin tarifi budur dedim. Şehir içinde yol çizgilerini yola kalıp döşeyerek ve kalıp içini elle boyayarak yaptıklarını görünce nutkum tutuldu. Zaten o görüntüden sonra şehirlerarası yolların neden çizgisinin olmadığını anlamış oldum.

3-Şehirlerarası yük taşımacılığı işinin Rus malı KAMA3 (Kamaz) marka nuh nebiden kalma kamyonlarla yapıldığını gördüm ki, kendimi sanki çocukluk yıllarıma geri dönmüş gibi hissettim.  Hele bir rampa çıkışları var ki, gerçekten tam seyirlik.

4-Yalnız şehir içi yolcu taşımacılığı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Bir defa şehir içinde bütün hatlarda çevreye duyarlı elektrikli troleybüsler kullanıyorlar. Bu nedenle, şoförün kendi hattından ayrılması, sağa sola usta işi manevralarla otomobilleri ekarte etmesi gibi bizde çokça görülen durumlar burada mevzu bahis değil. Tamam troleybüsler eski olabilir ama yenileri de elektrikli. Yüksek bir çevre duyarlığı. Bravo. Ayrıca, şehir içi yolcu taşımacılığı için bir de dolmuş sistemi var.

5-Moldova takriben 3,5 milyon nüfuslu, başkent Kişinev ise 500 bin nüfusla ülkenin en büyük ve en modern kenti. Moldova’nın dili Romence, parası ise Moldova Lei. Romanya’nın hemen hemen en önemli kentlerini gezmiş birisi olarak şunu belirtmek zorundayım. Her ne kadar dilleri ve dinleri aynı olsa da, Moldovalıların Romenlerle herhangi bir alakasının olmadığı kanaatindeyim. Belki de tarihte bu nedenle Eflak ve Boğdan diye ayrışmış olabilirler. Bir defa, Moldovalılar daha sarışın ve beyaz tenli olmasına karşın, Romenler kumral, hatta esmer ten grubuna daha yakınlar. İkincisi, Moldovalıları şahsen ben çok çalışkan buldum. Gecenin saat 23.00-24.00 sularında dahi kapalı bir pazarın sokak ucunda, bir demet maydanoz satmak için arabasının bagajını açmış nafaka peşinde koşan bir halk için olsa olsa çalışkan sıfatı uygun olabilir. Keza, gündüz saatlerinde de, bu kanaatimi pekiştiren yüzlerce örnek gördüm. Yaşlı teyze ördüğü patiği satmak için, valiz ticareti yapanlar, 3-5 fanilayı satmak için, adı her neyse Andria-Adrian’lar bahçesindeki sebzeyi meyveyi satmak için, balcılar 3-4 kavanoz balını satmak için vesaire vesaire herkes açık ve kapalı Pazar ve çevresindeki 3-4 sokakta kümelenmişlerdi. Ben böyle bir çalışma iştahı ve böyle canlı bir piyasayı Romanya’nın hiçbir yerinde görmedim. Romenleri ben,  akşam saat 5 dediğin zaman tası toprağı toplayıp, dükkanını kapatıp beresinin(bira) başına oturan ve tembelliği seven bir millet olarak görüyorum. Bir başka ayrımı ise yemek alışkanlıklarında fark ettim. Kişinev’de yöresel yemek yapan restaurantların fast-foodlara göre tıka basa dolu olduğunu, Romenlerde ise tam tersinin olduğunu gördüm. Romanya’nın AB üyesi olması, önce kültürel alışkanlıklarda kendisini göstermiş belli ki diye düşünüyorum.

6-Moldova'da gözlemlediğim bir başka olay ise kadınların orantısız güzel ve bakımlı olmaları idi. Hiç abartısız her üç kadından ikisi mini etekliydi. Pantalon giyen  kadın neredeyse görmedim. Erkekleri ise bir o kadar pejmurde idi.

7-Bendeki kısmete bakar mısınız ? Yine bir eyleme denk geldim. Bu  seferkiler meydana çadırlar atmışlar, çalıyorlar, bağırıyorlar. Arada sırada da bir hatip çıkıyor, konuşuyor. Konu tahmin edeceğiniz gibi Avrupa Birliği. Belli ki AB bunları da ayartmış.

8-Moldova  esasen Romanya'da BESARABIA olarak bilinir ve aynı ırktan oldukları için Romanya'nın bir parçası kabul edilir. Romanya ile dilleri  ve küçük farkla bayrakları aynıdır. Hatta ben yemeklerinin dahi aynı olduğunu söyleyebilirim. Ukrayna ile Moldova arasında kalan ve Transnistria diye bilinen bir bölge var ki onun la  ilgili anımı ise web siteme koydum

9-Gagavuzia-Congaz-Bu gördüğünüz kilise Türk kökenli Gagavuzların yaşadığı Türkçe bilen insanlarla karşılaşabileceğiniz CONGAZ şehrinde. Gagavuzlar Türk alt soyu olup Hıristiyan dinine mensupturlar. Congaz  ve Komrat da özerk Gagavuzia'nın en önemli şehirleridir.

10-Unutmadan söyleyeyim. Birası çok kaliteli, ayrıca dünyada  Gürcülerle beraber en iyi şarabı da Moldovallılar yapıyor.

TRANSNISTRIA

Kişinev’den Ukrayna’ya bağlanan yola çıktıktan hemen hemen 60 km sonra Dinyester ırmağını görürsünüz. Dinyester aynı zamanda Transnistria ile Moldova’yı birbirinden ayıran sınır görevini görür. Irmağı geçer geçmez, benim gibi Ukrayna sınırına vardım zannedersiniz , ancak böyle değildir. Nitekim, Moldova gümrüğünden çıkış  işlemleri yapar ve bir sonraki ülke gümrük sahasına girersiniz. Konuşmalar Rusça’dır ancak, bayrak Ukrayna bayrağı değildir. Bir gümrük görevlisi sizi karşılar ve gümrüğe tabi mallarınızı sorar. Rusça dışında bir başka dil de bilmezler. Ben, gümrüğe tabi herhangi bir eşyam olmadığını sadece bir takım giyim eşyasından ibaret valizim olduğunu söylememe rağmen illa ki bir gümrük beyan formu doldurmam konusunda ısrar ettiler. Neyse doldurduk. Ancak hikaye bundan sonra başladı. Benden 34 € beyan bedeli istediler. Ben de beyan edilecek eşyam olmadığı konusunda ısrarcı oldum. Bunun üzerine, burası neresi diye sordum. Onlar Transnistria Cumhuriyeti dediler ve gümrük memuru bir başka odada A4 boyutunda bir adamın duvardaki fotoğrafını göstererek işte bu da cumhurbaşkanımız dedi. Karar aşamasında birisi olarak rotam da böyle bir ülke yoktu. Zaten adını da duymamıştım. Herhangi bir gezi planlaması da yoktu. Acaba ne yapmalıydım. Herhangi bir internet bağlantısı da yoktu ki küçük bir araştırma yapayım ! Rüşvetin adı gümrük beyanı olmuşsa,  bundan sonrasını tahmin edemeyeceğim için vazgeçtim ve geri döndüm. Döndükten sonra hazreti Google yardımıyla detaylı bir araştırma yaptım. Transnistria, Moldova’dan yine ırksal ve dil farklılıkları nedeniyle ayrılan ve kendini devlet olarak ilan eden “de facto” bir bölge. Sayfalar dolusu taramada sadece bir tane siyasi haritasını bulabildim. Birleşmiş Milletler üyeleri tarafından tanınmıyor. Ayrı bir  bayrağı, parası, parlamentosu, ordusu var. Başkenti Tiraspol. Dil Rusça. Rejim Sosyalist Cumhuriyet. Aslında yakın zamanda Gürcistan’dan ayrılan Osetya gibi bir bölge. Benden uyarması, Doğu Avrupa’da seyahat ediyorsanız siyasi ve fiziki haritaları didik didik etmeden yola çıkmayın, aksi takdirde benim başıma geldiği gibi  “de facto” bir devlet çıkar karşınıza. Ne yapacağınızı şaşırır kalırsınız :))