• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

BOSNA & HERSEK (SARAYBOSNA+MOSTAR)

B  O  S  N  A  & H  E  R S  E  K

S A R A Y B O S N A (S A R A J E V O)



SARAYBOSNA


Birleşmiş Milletler Barış gücü himayesinde kendini emniyette zanneden 8372 kişi, 11 Temmuz 1995 tarihinde yani yirmibirinci yüzyıla beş kala, Avrupa’nın göbeğinde Srebrenitsa’da, gözü dönmüş Sırplarca katledildi. Geriye dönüşü asla olmayan acınası hatıralar, yaşanmışlıklar ve tarihi utanç vesikaları ise bugün bize miras olarak kaldı.

Avrupanın göbeğinde Slavlar yüzyıllarca beraber yaşadıkları Müslümanlara etnik soykırım için acele ederken Demokrasi havarilerinin bir tek aferin demediği kaldı. Müslüman görünümlü onlarca ülke, küçücük bir Avrupa ülkesindeki etnik temizliğe dur diyemedikleri gibi, halisane niyetlerle toplanan paraları da iç edecek kadar alçaldılar.

Bugün yaralarını sarmak için gayret eden Bosna Hersek’in başkenti ve en büyük şehri Saraybosna ile Mostar ve birkaç küçük şehrinden bahsedecğim.  Evvela gezdiğim şehirlerdeki bütün binaların duvarları -ibret olsun diye mi tamir edilmemiş bilmiyorum ama- hala kurşun izleriyle delik deşik vaziyette idi. Bir iç savaşın korkunç yüzünü yaşamasam da nispeten görerek fikir sahibi oldum.

Saraybosna’dan kıyı şehri Nevm’e kadar olan bölge ağırlıklı olarak Müslüman iken, Saraybosna’dan tüm yönlerden kuzeye doğru gittikçe Hristiyan nüfus arttığı gibi, Bosna Hersek içinde defacto bir Sırp cumhuriyetinin varlığının olduğunu da ancak gezerek öğrenme fırsatı elde ettik. Örneğin, ben Zagrep’ten  Bosna Hersek’e gittiğim için sınırdan girdikten itibaren hemen hemen başkente yaklaşana kadar Rus bayraklarının küçük şehirlerde ve elektrik direklerinde asılı olduğunu gözlemledim. Böylelikle, Slavların hamisinin kim olduğunu yaşayarak görmüş olduk.

Şehir notlarımıza gelelim. Evvela, en dikkat çeken  şey, hıristiyanların gösterişli, devasa büyüklükteki  katedral ve kiliselerine karşın, , camilerin  oldukça küçük ve mütevazi olmasıydı. Şehir içinde  hemen hemen bütün camiler Osmanlıdan  miras kalan yapılar ve halen aktif olarak da kullanılıyorlar.  Şehir içinde çok fazla olmasa da trafik var . Ayrıca, ülkemizde Konya’daki eski model tramwayların buraya nakledilerek monte edildiğini tespit ettim, bana enteresan geldi netekim.

Günlük yaşantı açısından Bosna’da hayatın diğer Yugoslavya Cumhuriyetlerine göre daha erken başladığını gözlemledim.  Gün içinde şehir merkezi oldukça yoğun. Ancak yoğunluğun nedeni pek tabii ki müslüman turistler. Gerek saraybosna’da gerekse de Mostar’da çok fazla turist var ancak büyük bir bölümünü Araplar oluşturuyor.

Çarşı pazarda yiyecek içecek açısından lezzet avcılığı yaptığımız en önemli tat bildiğiniz Boşnak “burek” idi. Biz, Boşnak böreğinin yoğurtlu versiyonunu da denedik, daha lezzetli geldi. Tavsiye ederim. Bir de meşhur İnegöl köftenin adının bazlama arasına girince “cevabdzınıcka” olduğunu belirtmek isterim.

 

Bu köprüye öyle nazarla bakmayın. Adı Latin Köprüsü.  1.dünya savaşı ahanda bu köprü üzerinde patlak verdi. Yani Avusturya Macaristan İmparatorluğunun prensi bu köprü üzerinde öldürüldü diye savaş çıktı.

M O S T A R


Mostar Saraybosna’dan karayoluyla 120 km uzaklıkta. Yol üzerinde Pocitelj köyü ile  Jablanca gölünün enfes güzelliklerini de fotoğraflama şansına sahip oldum.

1557 yılında Sultan Süleyman zamanında inşa edilen tarihi mostar köprüsü savaş sırasında tamamen yıkıldıktan sonra barış sürecinde yeniden yapılmış. Köprünün tamamen Türkiye tarafından yaptırıldığı yönündeki doğru bilinen yanlışa gelince,  İtalyanlar 2 milyon €, Avrupa İmar Bankası 4 milyon €, Hırvatistan 980 bin €, Türkiye ise sadece 1 milyon € ile yeniden imalatına katkıda bulunmuş.

Eski videolarda görenler hatırlayacaktır, hala mostar köprüsünden atlayanlar var, ancak bu kez 50 € karşılığında atlıyorlar.

Mostar da köprü ile aynı bölgede 1620 de yaptırılan Koski Mehmet Paşa Camisi var  ve o da halen ibadete açık.

Mostar’da gezerken aynen Sraybosna’da olduğu gibi binaların delik deşik olduğunu söylemem gerek. Ancak, Hırvat sınırına yakınlıktan olsa gerek, Hırvat kültürünün baskın olduğu ve Saraybosna’dan daha farklı bir günlük yaşantı izlenimi edindim. Örneğin, lokanta da bile yerel Boşnak biraları değil Hırvat biraları satılıyor.

Bosna Hersek federasyonun denize açılan tek kapısı işte gördüğünüz bu şehir NEVM.