• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

MALEZYA (MALAYSIA) GEZI NOTLARI

MALEZYA (MALAYSIA)- KUALA LUMPUR


      Malezya, nüfusunun yarısından fazlası müslüman (%55) olan ve 30 milyon civarında nüfusu bulunan egzotik bir Uzakdoğu Asya ülkesi. Gelişmişlik ve fert başına gelir açısından her ne kadar komşusu Singapur kadar olamasa da, halihazırdaki teknolojik birikim ve hayat standardını ben oldukça iyi düzeyde buldum. Malezya'ya dünya haritasına baktığınızda ince uzun bir ada devletini görüyorsunuz. Geniş kumsalların, plajların tabi Malezya'yı bu kıtada yer alanlar açısından turistik anlamda cazibe merkezi yaptığını söylemeliyim. Malezya'da baskın nüfus  Malay'lar, ancak aynen Singapur'da olduğu gibi Hint ve  Çin kökenli oldukça yoğun bir nüfus da var.
      Türkiye'de her sarı ırktan bir insanı gördüğümüzde Çin'li ya da Japon gibi tanımlamalar yapsakda, o bölgeye gittiğinizde gözleriniz belli bir süre sonra bu insanların aslında birbirine benzemediklerini farketmeye başlıyor. Yani, bir Malay, bir japon, bir çinli, aynen bir Türk'ün İngiliz'e ya da Rus'a benzemediği kadar birbirlerine benzemiyorlar. Bunu, Malezya'daki yoğun Japon ve Koreli turistten dolayı anlattım. Naçizane bendeniz de artık sarı ırktan birisini gördüğüm de, Çinli'mi, Japon'mu, Malay'mı, ya da Tay'mı fark edebiliyorum.
    
 Petronas Tower-Kuala Lumpur
Malezya, İngiltere örneğindeki gibi anayasal monarşiye dayalı parlementer demokrasi ile yönetiliyor. Ancak, Malezya'daki monarşinin bir farkı var. O fark, burada krallığın dönüşümlü olmasından kaynaklanıyor. Malezya, etnik nüfus yapısına göre federasyonlara ayrılmış bir ülke ve her bir federasyonuda bir Sultan idare ediyor.  Bu sultanların oluşturduğu konsey kendi içlerinden Malezyanın dönüşümlü genel sultanının, ya da büyük kralı seçiyorlar. Kral seçimi her beş yılda bir yapılmaktadır.
      Fotoğrafını gördüğünüz bu devasa yapı, Malezya'nın turistik ikonlarından olan Petronas Tower,  88 katlı ve 452 metre uzunluğuyla dünyanın en yüksek ikiz kuleleri olarak kabul ediliyor. Bu kulelere çıkmak ücretsiz ancak sıra sorunu var. Ben onun yerine, dünyanın en yüksek kulelerinden KL Tower'ı tercih ettim. Petronas Tower ikiz kuleleri Arjantinli mimar Cesar Pelli tarafından yapılmış. İnşaatı 7 yıl sürmüş. Turistik ikon olmasından mütevellit, kulenin dip bölgeleri günün her saatinde turistlerle dolup taşıyor. Hatta, gece saat 11.00 sularında benim kuleye nazır bir fotoğrafımı bir Türk bayan çekti desem, belki abartı olacak, ancak 12 bin km uzakta bu olasılık gerçekleşti. :))
Petronas Tower-Kuala Lumpur
Petronas Tower'in inşaat maliyeti de dikkat çekici. Bu devasa yapı için tam tamına 1.6 milyar $ para harcanmış.  Bu olağanüstü güzellikteki mimari şaheseri görmek isteyenler için naçizane önerim, fotoğraf çekimlerini gece ya da akşam saatlerinde yapmalarıdır. Çünkü, gün içinde o kadar etkileyici bir panorama sunmuyor.  Kuala Lumpur Turizm ofisi
Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz yapı Istana Negara olarak da bilinen bir kraliyet sarayı. Çinli kral Yang di-Pertuan tarafından kullanılan kraliyet sarayı daha sonra müzeye dönüştürülmüş. Şu an 30 RM karşılığında müzeyi gezebiliyorsunuz. Saray, aslında 1928'de Çinli bir milyoner tarafından yapılmış. Istana Negara         Aşağıdaki fotoğraftaki güzel yapı ise Kuala Lumpur tren garı. KLCC olarak biliniyor. Gar binası, 1892 yılında İngiliz bir mimar tarafından yapılmış. Garın arkasında da, KTM olarak kısaltılan metro işletmesi binası var. Her iki bina da etkileyici mimarisi ile göze çarpıyor. Demiryollarının binalarından söz etmişken biraz ulaşım şartlarından söz edeyim. Kuala Lumpur'da bir tanesi monorail olmak üzere 6 tane metro hattı var. Aynen Singapur'da olduğu gibi Malezya'da da, durak başına ücretlendiriliyorsunuz. Yani gittiğin mesafe kadar ücret ödüyorsunuz. Her istasyonda bilet gişesi yanında ayrıca jeton makineleri de var. Bu makinelerde gideceğin durağı işaretliyorsun ve ekrandaki bedeli makineye attıktan sonra makineden gelen jetonu istasyona girişteki turnikede atıyorsun. Makine jetonu size iade ediyor, sonra indiğin istasyondaki turnikeye tekrar atıyorsun ve bu kez jeton turnikede kalıyor. Karayoluyla şehir merkezinde ulaşım ise oldukça zahmetli. Nedeni ise nuh nebiden kalma otobüsler. KL'de çalıştırılan otobüsler, İstanbul'da bir zamanlar Gümüşsuyu rampasını çıkamayan eski model, takriben 50 yıllık otobüslerin neslinden.Eski otobüs kullanılması nedenini anlayamadım. Sadece insanları raylı sisteme yönlendirme amaçlı olabilir diye düşündüm, ancak, metronun olmadığı bir dünya semt var , örneğin ben metronun olmadığı bir yerde konakladım. Şehir merkezinde trafik var ancak öyle saç baş yoldurtacak cinsten değil. Şehirler arası otobüsler ise bizim yeni yeni uygulamaya başladığımız suit tarz otobüslerle sağlanıyor. Yani bir tarafı çiftli bir tarafı tekli olanlar. Otobüslerde hiçbirşey ikram edilmiyor, su dahi. Bana enteresan gelen bir durum da şehirlerarası otobüs terminaliydi. KL'nin merkezinde 4-5 katlı çok katlı otopark gibi duran bir bina gördüm. Binadaki kalabalık dikkatimi çekti ve gezmeye karar verdim. Binaya girerken zaten güvenlik görevlilerinin aramasından farklı bir yer olduğunu anladım. İçerıi girerken güvenlik görevlisinden burasının şehirlerarası otobüs terminali olduğunu öğrendim, ancak hiçbir otobüsü göremedim. Merakım daha çok arttı. Neyse, baktım, ilk giriş katı tamamen bekleme salonu ve ufak tefek gıda maddesi satan büfe tarzı yerler. Bir merdiven gördüm, ancak açılır kapanır cam kapı ile kapatılmış ve her zamanki gibi bir güvenlik görevlisi başında duruyor. KL'ye 2 saat mesafedeki bir turizm beldesine gidecek olduğumdan güvenlik görevlisine bilet alacağım dedim ve ikinci kata çıktım. Aynen bizdeki gibi, bilet satış ofisleri ve her ofis standının üzerinde nereye gittiğine dair Malayca, İngilizce ve Çince yazılar. Bizdekinden farkı oldukça konforlu olmasıydı. Bekleme salonunu gördüm, satış ofisini gördüm ancak hala otobüsleri göremedim. İkinci kattan tekrar birinci kata indikten sonra, bir ara alt kata inen merdiven ve yine açılır kapanır bir kapı fark ettim ve merakım işte burada bitti. Çünkü, bu aşağı doğru inen merdivenlerin binanın zeminindeki kalkış peronlarına indiğini ve otobüslerin aşağıda park halinde olduğunu gördüm. Diyeceksiniz ki buradaki enteresanlık nerde. Şurda: Bu otobüsler kalktıktan sonra çevresindeki trafiği karıştırmadan direkt kendi yoluna çıkabiliyor. Burada bir şehirlerarası terminal için öyle geniş arazilerin ihtiyaç olmadığını bu örnekle öğrenmiş oldum. Yeni yerel yöneticilerin de feyz almasını dilerim.
 KL Tren Garı-(KLCC)
Fotoğraf kolajı çalışması yapılan bu güzel cami Kuala Lumpur'un en büyük camiisi ve tam 15.000 kişilik kapasitesi var. Ulusal cami olarak adlandırılmış. (National Mosque) Camiyi bana göre enteresan kılanlardan birisi iki mimarından birisinin İngiliz olması. (Howard Ashley) Canminin minaresi 73 metre ve tren garının hemen yakınında yer alıyor. Caminin içinde, gün içinde çocuklara Kur'an öğreten irili ufaklı küçük gruplar halinde çalışan abiler-ablalar var. Caminin iç kısmı pek öyle şatafatlı değil, ancak dıştan görünümü özellikle de yüksekten görünümü harikulade.
 National Mosque-Kuala Lumpur
      Aşağıdaki fotoğrafı Malay kültürünün tanıtımı için düzenlenmiş bir müzede çektim. Müze iki katlıydı. Birinci katta, Malay kültüründe geçmişten beri kullanılan çanak, çömlek gibi mutfak aletleri, enstrüman, giyim-kuşam ve günlük yaşama yönelik diğer objeler yer alıyordu, diğer katta ise Malayların günlük yaşama şekilleri mankenler eşliğinde canlandırma yapılmıştı. Bir  müzesever olarak konsept açısından farklı bir yaklaşım olduğunu gördüm. Aşağıdaki fotoğrafı bize benzerliğin görülmesi için tercih ettim. Bizim klasik Türk müziği enstrümanlarından uda onların Gambus adı verdiklerini yine bizim bir halk müziği enstrümanı olan Rebabın  onlar tarafından da Rebab olarak adlandırıldığını görüyorsunuz. Ayrıca, Türk müziğinde kullanılan zil, bendir gibi ritm saz grubunun da farklı adlarla da olsa Malay müziğinde kullanıldığını öğrenmiş olduk.

 Malay music instruments
      Fotoğraftaki üst geçit Kuala Lumpur'un işlek caddelerinin birinin üzerine yapılmış bir geçit. Bu geçiti özellikle fotoğrafladım. Çünkü, sanat ve estetik zevkinden yoksun yerel idarecilerin, olur olmaz yerlere yine ne idüğü belirsiz yaptıkları adı geçit olan geçit bozması şeylerle karşılaştırılmasını istedim. Allah aşkına bir bizdeki üst geçitlere bakın, bir de buna. Yağmurda insanlar kalır da şayet üst geçite sığınırlarsa, bunu bile düşünüp üstünü bir ev gibi kiremit çatıyla kapatmışlar. Estetiğine hiç girmeyelim. Mal ortada !


   Kuala Lumpur'un turistik ikonlarından ve atraksiyon merkezlerinden birisi Kuala Lumpur Bird Park yani kuş parkı. Giriş ücreti yanlış anımsamıyorsam 50 RM civarında idi. Verdiğiniz paraya değer bir park olduğunu, Kuala Lumpur'da yılda 200 bin ziyaretçiyle en çok ziyaretçi çeken bir çekim merkezi olduğunu söyleyeyim. Park da 200 türün üzerinde kuş çeşidi var. Aşağıdaki fotoğraf, o bölgeye özgü ve benim ilk defa gördüğüm bir kuş türü.  Adını yazmayı unutmuşum. Bird Park, Lake Garden olarak bilinen ve yine turistlere panoramik görüntüler sunan bir bölgenin içerisinde. Bu bölgede yaya olarak dolaşmanın keyfini anlatmaya kelimeler kifayet etmez.
 Kuala Lumpur Bird Park
Kuala Lumpur Bird Park
Kuala Lumpur Bird Park      Bird park içinde gezerken tahminimce Japon ya da Koreli bir turistin devamlı ağlayan çocuklarına karşı davranışına tanık oldum. Ne yaptıklarını herhalde anlamışsınızdır. Belki size gaddarca gelebilir ama çocuğu tam da benim önümde bırakıp gittiler. Tabii az ötede oturuyorlardı. Bu arada çocuk dilinde kısa bir hasbihal ettik ve çocukta ağlamayı kesip belli bir süre sonra ana-babasının yanına gitti.  Çok sevimli değil mi....
    Tavus kuşunu bizim hayvanat bahçelerinde böyle görmek herkese nasip olmaz, ancak Bird parkta olağan ve sıradan bir durum. Bilgi notu: Tavus kuşları karşı cinse kur yapmak istedikleri  zaman yelelerini-kanatlarını açıyorlar
Kuala Lumpur Bird Park         Bu fotoğrafta Bird Parkın Malayca'daki adı ve parkın girişi: Taman Burung
Kuala Lumpur Bird Park         Şu güzelliğe bakar mısınız ?
Kuala Lumpur Bird ParkAşağıdaki iki fotoğraf, Malay Hindularının tapınağında dini ayin sırasında çekildi. Hindu ayin ritüelinin bildiğimiz dinlerin tapınma ritüellerinden oldukça farklı olduğunu Singapur notlarında söylemiştim. Burada ekleyeceğim şey ise, ayinin bazı bölümlerinin sazende eşliğinde icra edildiğidir. Bizim klarnete benzeyen ancak sesi benzemeyen bir nefesli enstrüman ile kudüm benzeri bir ritm saz birlikte ayinin belli bölümlerinde sözsüz bir şekilde müzik icra ediyorlar ve ayin çalınan müziğe göre değişiyor.
Batu Caves bölgesinde bir Hindu tapınağı
 Hindu ayini sırasında kullanılan DUDU
 Batu Cave- Sri Mahamariamman TempleBu fotoğraf, Kuala Lumpur'un Petronas Twin Tower'dan sonraki en önemli turistik ikonlarından bir diğeri olan Batu Cave Hindu tapınağına ait. Batu Cave, Kuala Lumpu'run aşağı yukarı 12 km dışında bir tapınak. Ancak hemen yanıbaşında da başka Hindu tapınakları var. Aslında burayı Hinduların bir inanç merkezi bölgesi gibi düşünmek lazım. Zira, bu tapınak Hindistan dışında kalan  en popüler tapınakların birincisi olarak biliniyor. Batu ırmağından dolayı bu ad verilmiş.  Adından da anlaşılacağı üzere Batu Cave, bir mağara tapınağı. Mağaranın 400 milyon yıl önce oluştuğu söyleniyor. Mağaraya ulaşabilmek için 272 adet merdiven çıkmak gerekiyor. Görsel açıdan çok zevkli olsa da, özellikle 200 den sonra çıkması meşakkatli bir merdiven.  Merdivenin tepe noktasından aşağıya doğru manzara ise fotoğrafçı gözüyle gerçekten etkileyici. Mağaraya girdikten sonra da yine mağara içinde ayrı merdivenler var. Dünyanın en büyük mağara tapınağı olarak kabul ediliyor. Fotoğrafta gördüğünüz heykel ise Hindu tanrısı Lord Murugan'a ait. Heykel 42,7 metre uzunluğuyla dünyanın en büyük Lord Murugan heykeli olarak kabul ediliyor.
Tapınağın merdivenlerinin başladığı noktadan itibaren Hindular ayakkabılarını çıkararak, merdivenleri tırmanmaya başlıyorlar. Hemen hemen tüm Hinduların ellerinde tapınağa süt ile gittiklerini gördüm. Hinduizmde, süt bir arınma ya da Hindu tanrılarına kurban edilecek bir şey olarak kabul ediliyor. Bu arada bu tapınak ve çevresinde yıllık Thaipusam adlı dini bir tören düzenlendiği, (bizdeki Hac zamanı gibi) tüm dünyadaki Hinduların bu vakitte Batu Caves'a gelerek hacı olduklarını öğrendim. Malezya ziyareti vesilesiyle Hinduların hac için nereye gittiklerini de öğrenmiş olduk.
Batu CaveAşağıdaki fotoğraf Jamek Mosque-Camisine(Masjid Jamek) ait. Bu cami Malezya'nın en eski ve bana göre en güzel camisi. Ancak camiinin içine giremedim. Caminin girişindeki güvenlik  görevlisi anormal derecede rijit tutum içindeydi. Derdimi bir türlü anlatamadım. Hiç kimseyi içeriye almıyordu. Cami 1909 yılında yapılmış ve bir zamanlar Kuala Lumpur'un ana camisi olarak hizmet etmiş.
 Jamek Mosque-Malaysia
Masjid Jamek'in olağanüstü güzellikteki mimarisiyle dikkat çeken minaresi
Jamek Mosque-Malaysia

      Malezya'da kadın-erkek, çoluk çocuk herkes çalışıyor. Nüfusunun yarısından fazlası müslüman ülke olmasına karşın, dilencilik patlama yapmamış (!) Gördüğünüz üzere bir müslüman kadın ana caddenin bir kenarında evinde yaptığı yiyecekleri satıyor. Uzakdoğu ülkelerinin büyük bölümünde yemeklerde SOSun en önemli girdi olduğunu gördüm. Sossuz hiçbirşey yok. Çorbaya benzer birşeyin yanında bile sos getirdiler. Farklı lezzetleri tatmak konusunda mahirseniz ve yemek ayırt etmiyorsanız ve yağlı yiyeceklerle sorununuz yoksa Malezya'da aç kalmazsınız.  Bu arada belirtmek gerekir ki, bu ülkelerin mutfaklarında ekmek yok. Yemeğe eşlik eden ekmek ya da benzeri birşey görmedim. Yalnızca hint mutfağında yemekler tabaklarda değil de tepsi içinde birbirine karşışacak şekilde ayrı ayrı bir küme şeklinde verildiği için bu yemeklerin altına bizim yufkaya benzer birşey koyuyorlar. Yaşadığım bir anıyı anlatmak istiyorum. Dışardan bakımlı, menüsü latince alfabeli ve lüks olduğu kanaatine vardığım bir restauranta oturdum ve listeden kalamar ve bira siparişi verdim. Fiyatını merak edenler için söyleyeyim. Bir porsiyon ve bir biraya 45 TL civarında para ödedim, ancak ne yazık ki aç olarak kalktım. Çünkü, gelen kalamar, tip itibariyle kalamara benzese de tadı kalamara benzemiyordu. Kalamarı deyim itibariyle hacamat etmişlerdi. Hayvanın uç taraflarını atmışlar bir yağın içerisine, kızartmışlar, kalamar diye getirdiler. Hayvanın gövdesi falan yoktu. Yiyebilmek için 3-4 çeşit sos istedim, ancak fayda etmedi ve yemeden bıraktım. BU bölgenin mutfağında kızartılmayan hiçbirşey yok desem abartma sayılmaz. Önüne gelen herşeyi kızartıyorlar. Muzu dahi soyup kızarttıklarını gördüm. O nedenle yağla aranız yoksa benim gibi aç aç gezersiniz. Bir not daha; Malezya bu bölgedeki en pahalı alkol fiyatlaması yapan ülke olarak tespit ettim. Bizim Türkiye'den bile pahalıydı. Bu bölgenin en meşhur zincir marketi olan 7Eleven marketinde bir biranın fiyatı 5,5-7,5 arasında değişiyor.
   Kuala Lumpur'un ana meydanında (Dataran Merdeka-Bağımsızlık meydanı) bulunan ve halihazırda Haberleşme, İletişim ve Kültür Bakanlığı (Kementerian Penerangan Komunikasi dan Kebudayaan Malaysia) olarak kullanılan aşağıdaki üç fotoğraftaki bina bölgeye özgü mimarisiyle kesinlikle övgüye değer. Binanın Kültür Bakanlığı olarak kullanılması ise pek tabii ki ayrı bir anlam taşıyor. Verilen mesajı aldık.  Binanın adı da var ve The Abdul Samad Building olarak kayıtlanmış. Yine bu bina Malezya Anayasa Mahkemesi ya da Federal Mahkeme gibi bir yüksek mahkemeye de evsahipliği yapıyor. Bu özel yapı 1894-97 arasında yapılmış. Bir not; 1957 yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazandıktan sonra, yapının bulunduğu alana Merdeka Square- yani bağımsızlık meydanı adı verilmiş, çünkü bina 2.dünya savaşı sonrasında bu binayı kontrol merkezi olarak kullanmışlar. Gerek meydan düzenlemesi gerekse de bu binaların bu alana kattığı görsel güzelliği çok beğendim.
Dataran merdeka and Bangunan Sultan Abdul Samad Building
Dataran merdeka and Bangunan Sultan Abdul Samad Building
Dataran merdeka and Bangunan Sultan Abdul Samad BuildingHer ülkenin tanıtıcı bir simgesi vardır ya, örneğin Türkiye'nin simgesinin lale olması gibi, Malezya'nın tanıtıcı simgesi de aşağıdaki fotoğraftaki ucu sivri, alt tarafı bir kayığı andıran şekil. Bu ikonun kolyeleri, değişik objelere basılmış ya da resmedilmiş hatıra eşyaları var. Ne anlama geldiğini araştırmadım, ancak hanımların boyunlarında bu kolyeleri gördüm ve oldukça büyük olmasına karşın sırıtmadığını söyleyebilirim. Bu fotoğrafın çekildiği alan açık bir pazar yeriydi, fotoğrafın sağ tarafındaki yapı ise meşhur Central Market. Bu market 1888 yılında yapılmış. Marketi önemli kılan şey, bu yapının Malay kültür mirası olarak kabul edilmiş olması.
 Central Market
Malezya'da aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz ayak üstü yemek yeme alanlarını sıkça görebilirsiniz. Hizmet edenler, ya da yemekçiler genellikle-hatta hemen hemen hepsi bayanlardan oluşuyor. Yemekler yüksek ateşli ocaklarda hemen yapılıyor ve oracıkta küçük küçük taburelerde oturan insanlara servis ediliyor. Öğle yemeği servislerinde, insanlar genelde bu tür açık yemekçileri tercih ediyorlar. Yemek hazırlama şartlarının pek hijyenik olduğu söylenemez.
 KL Tower-421 m.      Malezya'nın siluetindeki ikonlarından bir diğeri fotoğraftaki KL Tower. Kule, 421 metre yüksekliğiyle vakti zamanında dünyanın en yüksek kuleleri arasındaymış. Ben Petronas ve KL Tower arasındaki tercihimi KL Towwer'dan yana kullandım. Giriş ücretli ve 30 TL civarında. Aynen Ankara'daki Atakule gibi kendi ekseni çevresinde dönüyor ve Kuala Lumpur'u panoramik açıdan görebilir ve görüntüleyebilirsiniz. Kule içinde restaurant ve hediyelik eşya satıcıları var. Kule yüksek bir tepeye kurulu olduğu için biraz efor sarfetmeniz gerekecek. Ancak, yürüyemeyecekleri de düşünüp shuttle servisi koymuşlar. Ayrıca kule çevresinde Malay kültürünün tanıtımı için eski Malay evleri maketleri var, hatta kule içinde geleneksel Malay dansları ve müziği eşliğinde gösteri de sunuluyor.








KL Tower'dan Kuala Lumpur panoramik görüntüsü
 Kuala Lumpur Panoramic photograph
KL Tower'dan Petronas Twin Tower
Than KL Tower: Petronas Twin Tower
      Geleneksel Malay müziği eşliğinde Malay dansını da KL Tower ziyareti sırasında gördüm ve Kafkas danslarına benzediğine karar verdim. Bu dansın videosunu"GEZDIM-GORDUM ve CEKTIM"sekmesindeki içerikten izleyebilirsiniz.Pek tabii ki Youtube yasağı kalkınca:)
 Malay Folk Dance
   Fotoğraftaki adamın ne yaptığı konusunda yazıya devam etmeden evvel bir tahminde bulunun. Bakalım ne kadar başarılı olacaksınız. Cevap fotoğrafın altında :))
 Hindistan Cevizinin kırılma seremonisi-Coconat fracture

      Kuala Lumpur'da buna benzer bir kaç yerde sanki çöp konteynerları için ayrılmış bir alana benzeyen yerler gördüm ve en sonunda ne işe yaradığını gördüm. Bölgenin özgün meyvesi hindistan cevizi olduğu için, yukarıdaki gibi sert ve hızlı bir şekilde yere atılarak kırılması sağlanıyor ve daha sonra da toplanarak çuvallanıyor. Hindistan cevizinin içindeki sütün pek kayda değer olmadığını ve lezzet açısından esas önemli olan yerin cevizin iç çeperlerindeki kısım olduğunu belirteyim.
 Butterfly Park-Kuala Lumpur

Bu ve diğer iki kelebek fotoğrafının Malezya gezi notlarında ne işi var diyenlere ancak şunu söyleyebilirim. Malezya'nın en çok turist çeken mekanlarından birisi işte bu kelebeklerin bulunduğu  Butterfly Park. Kelebek parkı içinde tanıtım kılavuzuna göre 5000 civarında kelebek  ve egzotik bitki türlerinin olduğu yazılı. 25000 m2 üzerine kurulu alanın tamamının üzeri ağlarla örtülmüş vaziyette idi. İtiraf etmeliyim ki, bu kadar farklı türde bir kelebeği bir yerde görüp fotoğraflamak ayrı bir zafer havası kattı egoma. Bu parktan bir not: Kelebekleri bildiğimiz bal kabağı ile besliyorlar.
Butterfly Park-Kuala Lumpur
Butterfly Park-Kuala Lumpur
      Bu fotoğrafta gördüğünüz anıtın resmi adı: National Monument. Bir hilal şeklindeki yapının dıştan sardığı  ve önünde anoton yer aldığı bir alan düzenlenmiş. Anıt, ikinci dünya savaşı sırasında Japon işgalinden kurtuluşun anısına yapılmış. Ancak, anıtta görülen bu insan figürleri Malay değil. Bu insanlar Amerikalı. Anıt da zaten 1966 da yapılmış. Bir başka ülkenin askerinin elinde Malezya bayrağı taşıması bana biraz manidar geldi.
 National Monument
      Malaylar kimden el aldı bilemem ama gerek geleneksel gerekse de modern mimarisi işte ortada. Bu gördüğünüz yapı Malezya parlementosuna ait. Bizimki gibi yanlamasına değil dikkat buyuracağınız üzere dikine inşa edilmiş. Halbuki parlemento çevresinde devasa bir alan varken. Parlemento binasına turist girişine izin verilmediği için dıştan çekimle yetinmek zorunda kaldık.
       Bu bölgenin en baskın, kalabalık etnik nüfusu Çinliler ve Hintliler olduğu için Kuala Lumpur'da da ChinaTown ve Little India gibi mahalleler olduğunu söyleyeyim. Hatta ticaret ve yeme içme bu mahallede daha canlı ve çeşitli. Örneğin, Malezya hediyelik eşyaları bu bölgede daha çok çeşitli ve daha çok hesaplı idi. Yeme-içme tabiiki geleneksel Çin yemeklerine özgü olduğu için harlı ocaklarda anında pişirilip-yenilen türlerden ibaretti.
 Kuala Lumpur ChinaTown
Kuala Lumpur ChinaTown
Kuala Lumpur ChinaTown
Kuala Lumpur ChinaTownKL Tower Gece görünüş
 KL Tower Night Sight
 Elime konan bir kelebek