• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

TIMISOARA(TEMEŞVAR)- ARAD - SIBIU

ROMANYA
TIMISOARA - ARAD - SIBIU


Gezi notları: Videodaki fotoğraf sıralamasına göredir.

TIMISOARA

**Romanya’nın ikinci büyük şehri olup, Avrupa'da sokakları elektrikle aydınlatılan ilk şehirdir.(Ilk şehir 1884'de New York)

**Günümüz Romanya'sının ticaret ve endüstri merkezlerindendir. Eski Banat eyaletinin başkentidir. 1552'de Osmanlılar tarafından kuşatılmış ve ertesi yıl ele geçirilmiş. 1716'da Avusturya prensi Eugen von Savoy tarafından geri alınmıştır.

**Mimarideki Avusturya etkileri nedeniyle Küçük VIYANA olarak da anılıyor.

**Son üç fotoğrafta Iosefin Sinagogunu görüyorsunuz.1910 yılında yapılmış ve şehrin 3 sinagogundan biri. İç bölgesinde kreş bile var.

**Timisoara'nın bulunduğu bölge BANAT bölgesidir ve bölgenin de başkentidir. Timişoara adındaki "var" kaledir. Timiş'de ırmak adı. Timişin üzerinde kale gibi bir anlamı vardır. Tamışvar diye de yazılır.Fotoğraf Katolik Teoloji Lisesine ait.(1909-Macar mimar)

**Osmanlılar bölgeyi Kara Ahmet Paşa komutasında 16000 kişilik ordu ile 1552'de fethetmiştir.Bu paşaya ilişkin notu video altına koydum.

**Tmisoara'nın ikonu işte bu gördüğünüz Ortodoks katedraldir. Çok da eski değildir. 1936-46 arasında inşa edilmiştir. Yeşil ve kırmızı kiremitlerden mozaik desenli, hakikaten ihtişamlı bir yapı. Yapıda 5000 adet meşe ağacı desteği olduğunu okuduk.

**Bu katedralin yükseklği, 91 m.  Yaş'ta olduğu gibi bu katedral3 aziz Büyük Basil, Teolog Gregory ve John Chrysostom'e adanmış. Katedralde 11 tane kule var. Güneşli bir günde böyle güzel bir

mimari eseri özellikle Zafer meydanından izlemek tam bir keyif..

**Katedralde biz ziyaret ettiğimizde Paskalya bayramına istinaden yoğun katılımlı bir ayin vardı. Bizdeki bayram namazlarına benzer şekilde ne içeride ne de dış mahalde yer vardı. İçeriye ayine

katılmak için katedral dışında tek sıra halinde ekmek sırası gibi sıra bekliyorlardı. İçeri girince bu sıranın anlamını anladık. Herkes tek sıra halinde kutsal kabul ettikleri rölyef ve tabloların önünde kimi diz çökerek, kimi istavroz çıkararak ibadetlerini tamamlayıp ayrılıyorlar. Orada kalanlarda var tabii. İlahilere eşlik ediyorlar.

**Bu gördüğünüz eser Maria Theresia burçları olarak biliniyor.1730-1735 arasında yapılmış ve eski şehrin kalesinin duvarları korunarak üzerine bu yapılmış. Bugün pasaj, alışveriş dükkanları, cafe gibi mekanlara, bir de geleneksel eşyalar için müzeye hizmet veriyordu.

**AB fonundan restorasyon kapsamına alınan bir başka kilise  St.George's Cathedrali.Piata Unirii'dedir. Barok stil göze çarpar.

**Avusturtalı mimar başlamış ise de, Romen mimarlar devam etmişler ve 1736-74 arasında inşaasını tamamlamışlar. Şehrin içinden geçen Bega Kanalı ve üstinde sıradan bir demir köprü. Farkı şu. Köprünün meşhur Eiffel Kulesinin mimar ıGustave Eiffel tarafından yaratıldığı rivayet edililiyormuş. Artık fikir babasımı yoksa mimarımı bilemiyorum. Bir yaya köprüsüdür.

**Bizdeki kutsal günlve bayramlardaki gibi aynen Hıristiyanlarda da akşamları kiliseler ışıklandırılıyor. Bu kilisede birşeye dikkat ediniz. Kilisenin orta kubbesi sanki bizdeki camilerin merkez kubbesine benziyor. Sol taraftaki de minare gibi. Dinler arası etkileşim süper.

**Bu görülen yapı aslında bir kompleks. Önde görülen biserica(kilise) Yanda uzunlamasına olan Politeknik Ünv. kütüphanesi. Binanın sol en alt tarafı ise fotoğrafını daha önce verdiğim Teoloji lisesi. Üçgen şeklinde devasa bir alana kurulmuş. Timisoara'dan paylaşacağım son fotoğraf şehrin içine sosyalist dönemde yapılan Bega Kanalı. Tam tamına 114 km uzunlukta. Sosyalist dönemde ulaşımı kolaylaştırmak için bu tür çılgın projeler yapılmış. Sadece bu şehirde değil, örneğin Tuna-Karadenizkanalı da tam 95,6 km. Bu da çılgın proje. Örneğin Tuna kanalı Karadeniz Köstence limanına giden yolu 400 km kısaltmış.

ARAD

**Macaristan sınırına sadece 30 km. mesafede bulunan ve Crişana bölgesi vilayeti  ARAD melez kültürlü bir Batı Romanya şehridir.

**Bu Romenler çok şanslı millet velhasılı. Çünkü, her şehrinden ya ırmak geçiyor ya da kanal yapmışlar. Arad,'da ise Mureş ırmağı geçiyor. Şehir takriben 200 bin nüfuslu. Bu arada Romen-Katolik kilisesini görüyorsunuz  iki fotoğrafta. Kubbesi Ortodokslarınkine benziyor. Buna rönesans stil diyorlar. Sinan'ı geç keşfetmişler:)) 1902-04 arasında yapılmış. Kubbe yüksekliği 56 m. Bu kiliseyi gezdiğim bu bölgedeki diğer kiliselerden ayıran fark üç lisanda yani Macarca, Romence ve Almanca ayin yapıldığını öğrenmem oldu.

**Bu fotoğrafta gördüğünüz yapı Arad tiyatro binası. Romanya'da gezdiğim her şehirde bir tiyatro binası vardı. Acaba bunu nasıl analiz etmek lazım. Acaba sanat yoluyla bir milletin hayat damarları besleniyor mu desek, ya da bizdeki gibi "içine tükürülecek" "ucube"boş işlerle milletin seyir sevki bozuluyor mu desek. Son tahlil de sanat ve sanatçıya verilen değer "birkaç çapulcu"yla ifade edilir benim ülkemde.

**Arad'ın en meşhur binası işte bu Neuman Palace adlı bina. 1892 de Neumann adlı bir zengin yaptırmış. Uzun bir zaman şehrin en büyük binası bu olmuş. Şu an tarihi binalar arasında yerini almış vaziyette. Şehrin ana meydanlarından birinde  konumlanmış.

SIBIU

**Sibiu için Alman azınlığın merkezi denilir.Şu anki Reis-i Cumhur Klaus Iohannis'de Sibiuludur.  Kendisine Alman diyorlar.Şehre girer girmez zaten bir Alman şehrine girdiğiniziyüksek çatı düzenlemelerinden anlıyorsunuz. Romen Almanlar birde ayrıntı eklemişler. Fotoğrafta gördüğünüz gibi yapılar insan teşbihiyle yapılmış. Gerçekten enteresan bir ayrıntı.

**2007'de Avrupa Kültür Başkenti olan Sibiu, Romanya'nın kültürel başkentlerinden biri.Dolayısıyla bir turist bölgesi.

**Piata Mare adlı bu Büyük Meydan'da Türklerden kalma yönetim binası, Aziz Trinity Katolik Kilisesi ve Brukenthal Sarayı yer alır. Gerek yaz gerekse de kış ayında eş-dost toplanıp çay-çekirdek muhabbetlik bir  meydan düzenlemesi. Yüz yıl önce düşünülmüş. Kim düşünmüşse de iyi düşünmüş.Bu da meydana açılan bir cadde, yağmur yağıyor ama ne gam. Romantizm mi desem hüzün mü ?

**Üç azizler katedrali ya da Holy Trinity Cathedral olan bu yapının Ayasofya'dan etkilenilerek Bizans tarzında 1902-04 arasında yapılmış. Hayatında kilise görmemiş bir kişiye bunu göstersek (tepedeki haç hariç)  eminim bunun cami mi kilise mi olduğunu anlayamaz. Katedralin yapımında vaktin Avusturya-Macaristan İmparatoru cömert bir bağışla yapımına ön ayak olmuş ve yapımı takip etmiş. En yüksek kulesi 43 m. olan katedralin çatısı bakırdır ve kuleler de sekizgen(octagon) olarak inşa edilmiştir.

**Sibiu'nun ikonası işte bu gördüğünüz Protestan kilisesidir. Adı Sibiu Lutheran of Saint Mary Cathedralidir. Çan kulesi 73.34 m.dir. Bu kilise aynı zamanda Transilvanya'nın en meşhur gotik stil yapısıdır. XIV.yy da yapılmıştır. Evangelic kiliseside denilmektedir. Ön cephede Georg Daniel Teutsch adlı Evangelist piskoposun heykeli vardır. Aynı zamanda tarihçi, politikacı ve bilim adamıdır.

TEMEŞVAR FATİHİ KARA AHMET PAŞA KİMDİR ?

KARA AHMET PAŞA :

Kara Ahmet Paşa (Kara Ahmed Paşa) Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 1553-1555 yılları arasında Osmanlı devletinin sadrazamı olmuştur.

Arnavut devşirmesi olup, sarayda yetişmiştir. Kapıçıbaşı olarak dışarı çıkıp sonrasında Yeniçeri ağası, Rumeli Beylerbeyi olmuş ve 2. vezir iken 27 Temmuz 1552 yılında Temeşvar’ı istila etmiştir. Kara Ahmet Paşa, Osmanlı tarihinde “Temeşvar Fatihi” olarak tanınmış değerli bir kişidir. Ayrıca, Macaristan ve İran seferlerinde ve Gürcistan’ın istilasında büyük hizmetleri olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Fatma Sultan ile evlenmiştir.

İkinci vezir olarak Doğu Anadolu ve Gürcistan taraflarında fetihlerde olmuştur. Erzincan Kemah’da İranlıları büyük bir yenilgiye uğrattı (1549). Sokullu Mehmed Paşa’nın yerine Macaristan serdarlığına getirildi (1552). Temeşvar’ı aldı. Eğri Kalesi’ni kuşattı ancak alamadı. Barış yapıp Kanuni Sultan Süleyman’la birlikte İran Seferine katıldı (1553).

1553 yılında Damat Rüstem Paşa’nın sadrazamlıktan alınmasından sonra vezir-i azam olarak atandı. 1555 yılında sefer dönüşünde Rüstem Paşa’nın tekrar sadrazamlığa getirilebilmesi için kışkırtılan padişahın fermanıyla suçlu görülerek bir divan toplantısı sonrasında arz odası önünde idam edildi.

Topkapı’da değerli çinilerle süslü olan cami kendisinin olup vefatından az önce inşa ettirmeye başlamış ama tamamlanmasını görememiştir. Kendisi caminin yanında defnedilmiştir.