• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/people/Kadir-Işık/794574707
  • https://www.twitter.com/@kisik1973

Prim ve İdari Para Cezalarında Şirket Ortaklarının Sorumluluğu

Prim ve İdari Para Cezalarında Şirket Ortaklarının Sorumluluğu

5510 sayılı kanunun 88. maddesinin 16.fıkrasında; 

"Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. "

20. fıkrasında ise;

 "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun "Kanuni temsilcilerin sorumluluğu"nu düzenleyen mükerrer 35'inci maddesinde ise  

"Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz"

denilmektedir.

Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında;

Limited  şirketlerde şirket müdürlerinin  SGK'nun prim, idari para cezası ve fer'i diğer alacaklar karşışındaki sorumluluğu sorumlulukları, Türk Ticaret Kanununun  556. madde hükmünün atıfıyla, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümlere tabi olduğu için YANİ limited şirket müdürleri ile anonim şirket yönetim kurulu üyelerinün sorumluluğu aynı hukuki düzenlemeye tabi olduğu için ayrım yapmaksızın aşağıda izah edilecektir.

1-Yönetim kurulu üyeleri ile diğer üst düzey yöneticilerin prim borçlarından sorumlu tutulabilmeleri, söz konusu prim borçlarının tahakkuk ettirmemeleri ve/veya ödememelerine bağlıdır. Yani evvela bir Kurum alacağı olması gerekir.

2-SGK'nun aylık prim ve hizmet belgesi veya diğer belgelere ilişkin yükümlülükler, 5510 sayılı Kanunda ve yönetmeliklerde kanunda belirtilen süreler içerisinde ifa edilmezse, prim ve diğer fer'i alacaklar yine kanuni süre içinde ödenmeze, tüzel kişiliği haiz işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri ve şirket müdürleri Kurum'a karşı  müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri Kurum alacaklarına karşı tek tek değil, işveren şirketin tüzel kişiliği ile birlikte asli olarak sorumludurlar.

3-5510 sk. nun 88. maddesi çerçevesinde, SGK; Kurum alacakları için ilk olarak anonim şirketin tüzel kişiliği nezdinde aleyhine icra takibi yapmak zorunda değildir. Yani, doğrudan doğruya yönetim kurulu üyeleri hakkında icar takibatı yapabilecektir. 
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde EVVELA asıl prim borçlusu olan şirketin tüzel kişiliği hakkında bir takip yapılması, şayet Kamu alacağının kısmen veya tamamen anonim şirketin mal varlığından tahsil edilememesi halinde anonim şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında takip yapılması gerektiği  yönünde koşul aranmakta iken, 5510 sayılı Kanunda bu yönde bir koşul yoktur. 

4-Kurum alacaklarından dolayı yönetim kurulu üyesine başvurulabilmesi için o üyenin pek tabii ki,  Kurum alacağının ilişkin olduğu dönemlerde şirketi temsil yetkisinin bulunması gerekmektedir. Eğer, borcun ilişkin olduğu dönemde yönetim kurulunda üye olunmadığı yönünde bir sav varsa, ispat yükü borcun tebliğ edildiği yönetim kurulu üyesine aittir. 

5-Özetle, Kurum alacaklarında SGK uygulaması, vergi alacağı usulündeki gibi değildir.  SGK uygulamasında anonim şirketin borcundan sorumlu olabilmek için, yönetim kurulu üyesi bulunmak yeterlidir, yani şirket içindeki yetkilendirmenin herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 

Vergi ve SGK alacakları konusunda iki ayrı mevzuatın farkını ortaya koymak  vurgulamak açısından durum şöyle daha kolay açıklanabilir: 

Vergi alacaklarında en çok başvurulan 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35'inci maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları Anayasa Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli 2014/144 Esas , 2015/29 Karar numaralı kararı ile iptal edildiğinden, yönetim kurulu üyelerinin kusursuz sorumluluğu kaldırılmıştır. Yani, artık, anonim şirketten alınamayan kamu alacağı, yönetim kurulu üyelerinden kusurlu olmasalar dahi alınabilmekte iken, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında, vergi alacağının yönetim kurulu üyesinden tahsili için,  borcun yönetim kurulu üyesinin kusurundan kaynaklanıyor olması gerekmektedir. 

SGK alacaklarında ise, Yargıtay 21. HD. K.2015/4186 sayılı kararı konuya nokta koyması açısından yeteri açıklıkta olduğu düşünülmektedir.  "1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun 88/20. maddesinde borçtan sorumluluk için yönetim kurulu üyeliğinin yeterli olduğu düzenlenmiştir. 01.10.2008 tarihinden sonra borçtan sorumluluk için yönetim kurulu üyesinin aynı zamanda temsil ve ilzam yetkisi veya üst düzey yönetici olup olmadığı hususlarının bir önemi yoktur. Yasada açıkça borçtan sorumluluk açısından yönetim kurulu üyeliği yeterli görülmüştür."